14. Ceza Dairesi 2018/1579 E. , 2018/1760 K.
“İçtihat Metni“
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs
HÜKÜM : Mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya içeriğine göre sanığın, yere düşen mağdurenin üzerine çıkıp göğüslerine ve vücudunun çeşitli yerlerine dokunması üzerine mağdurenin bağırarak yardım istemesi ve sanığın da eylemine son vermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın kastının organ sokmaya yönelik olduğuna ilişkin sözlü veya eylemsel bir davranışının olmaması ve engel hali olmaksızın fiiline son vermesi nedeniyle eylemin basit cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yeniden düzenlenmesi karşısında, 5237 sayılı TCK’nın 7/2. madde-fıkrasındaki “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur” hükmü gözetilerek lehe olan hükmün önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi, her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi ve 24.11.2015 günlü, 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesi yönünden kısmi iptal kararı verildiğinden, anılan hususlar nazara alınarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yüksek Mahkeme, söz konusu olayda yanlış karar veren Yerel Mahkemenin kararını bozarak sanığın suç vasfının değişmesinden dolayı sanığın cezalandırılmasının haksız karar olması nedeniyle tahliyesine karar vermiştir.