TCK MADDE 29.)Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir.
MADDE 29 GEREKÇESİ– Maddede ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak haksız tahrik hâli düzenlenmiştir.
Haksız tahrikin ana koşulu, yapılan haksız hareketin fail üzerinde bir hiddet veya şiddetli elem meydana getirmesi ve suçun işlendiği anda failin bu durumda bu etki altında bulunması olduğundan, madde söz konusu psikolojik hâlleri belirtecek biçimde kaleme alınmıştır. Gazap, aslında hiddetlenmeyi ifade eder; şedit bir elem deyimi psikolojik bakımdan aslında hareketsizliğe, pasifliğe yöneltici bir ruh hâli ise de, burada söz konusu olan hiddete yönelten bir elemdir. Bu itibarla sadece hiddet sözcüğünün kullanılması bu hâli de kapsar idi. Ancak uygulamada duraksamalara neden olmamak için metinde her iki sözcüğün kullanılması uygun sayılmıştır.
Hiddet veya şiddetli elemin haksız bir fiil sonucu ortaya çıkması gerekir. Maddeye bu ibarenin eklenmesinin amacı, ülkemizde özellikle “töre veya namus cinayeti” olarak adlandırılan akraba içi öldürme suçlarında haksız tahrik indiriminin yanlış biçimde uygulanmasının önüne geçmektir.
Maddedeki düzenleme nedeniyle bir suçun mağduruna yönelik olarak gerçekleştirilen fiiller dolayısıyla fail haksız tahrik indiriminden yararlanamayacaktır. Örneğin cinsel saldırıya maruz kalmış kadına karşı babanın veya erkek kardeşin işlediği öldürme fiilinde, haksız tahrike dayalı olarak ceza indirimi yapılamayacaktır. Maddedeki haksız fiil terimi, bir davranışın hukuk düzenince tasvip edilmediği anlamına gelmektedir. Ancak böyle bir haksız fiili yapan kişiye karşı yönelik fiilin varlığı durumunda maddenin uygulanması söz konusu olabilecektir.
Bu düzenlemede ayrıca 765 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan adi ve ağır tahrik ayırımı kaldırılmıştır. Tahrik hâlinde verilecek ceza bakımından aşağı ve yukarı sınırlar kabul edilmek suretiyle olayın özelliğine göre uygulamada takdir olanağı tanınması amaçlanmıştır. Hâkim tahrikin ağırlık derecesine göre yapılacak indirimi saptayabilecektir. Ancak bu indirimin yapılabilmesi için haksız fiilin bir hiddet veya şiddetli elem etkisi doğurabilecek ağırlıkta olması gerekir. Bu nedenle böyle bir etkiyi meydana getirebilecek ağırlıkta olmayan haksız fiiller bakımından hükmün uygulanması söz konusu olmayacaktır.
T.C.
YARGITAY
1. CEZA DAİRESİ
E. 2016/3058
K. 2017/5219
T. 20.12.2017
* KASTEN ÖLDÜRME SUÇU ( Sanığın Eşi İle Maktul Arasında Sadakat İlkesi İle Uyumlu Bulunmayan Yakınlık Bulunduğunu Öğrenmesi Üzerine Maktulü Öldürdüğünün Anlaşıldığı – Haksız Tahrik/Müebbet Hapis Cezasının 12 Yıldan 18 Yıla Kadar İndirilmesini Öngören 5237 S.K. Md. 29 Uyarınca Asgari Orana Yakın İndirim Yapılmasının Yeterli Olduğu )
* HAKSIZ TAHRİK ( Kasten Öldürme Suçu – 5237 S.K. Md. 29 Uyarınca Asgari Orana Yakın İndirim Yapılmasının Yeterli Olduğu Gözetilmeden Tahrikin Düzeyinin Belirlenmesinde Yanılgıya Düşülerek En Üst Hadden İndirim Yapılması Suretiyle Eksik Ceza Tayininin İsabetsiz Olduğu )
5237/m.29
ÖZET : Dava, kasten öldürme suçuna ilişkindir.
Sanığın, eşi ile maktul arasında sadakat ilkesi ile uyumlu bulunmayan yakınlık bulunduğunu öğrenmesi üzerine maktulü öldürdüğü anlaşılan olayda, maktulden kaynaklanan haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, müebbet hapis cezasının 12 yıldan 18 yıla kadar indirilmesini öngören 5237 Sayılı TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari orana yakın indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden, tahrikin düzeyinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek en üst hadden indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini isabetsizdir.
DAVA : TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın maktulü kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, bozma sebebi saklı kalmak kaydıyla haksız tahrikin varlığı ve takdire ilişen cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunmaları değerlendirilip inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar hakkında maktulü kasten öldürme suçundan elde edilen delillerin mahkumiyetlerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı mahkemece kabul ve takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, Cumhuriyet savcısının sanıkların fikir ve eylem birliği içinde tasarlayarak öldürme suçundan cezalandırılmaları gerektiğine, katılan vekilinin sanık bakımından suç vasfını tasarlayarak öldürme olduğuna, sanıklar Hülya ve Yahya’nın da cezalandırılmaları gerektiğine yönelen, sanık müdafiinin ise bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle;
1-)Sanıklar hakkında kasten öldürme suçundan kurulan beraat hükümlerinin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
2-)Sanık hakkında kurulan hükme yönelik olarak;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanığın, eşi olan Hülya ile maktul arasında sadakat ilkesi ile uyumlu bulunmayan yakınlık bulunduğunu öğrenmesi üzerine maktulü öldürdüğü anlaşılan olayda, maktulden kaynaklanan haksız hareketlerin ulaştığı boyut dikkate alınarak, müebbet hapis cezasının 12 yıldan 18 yıla kadar indirilmesini öngören 5237 Sayılı TCK.nun 29. maddesinin uygulanması sırasında asgari orana yakın indirim yapılmasının yeterli olduğu gözetilmeden, tahrikin düzeyinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek en üst hadden indirim yapılması suretiyle eksik ceza tayini,
SONUÇ : Yasaya aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu sebeple yerinde görülmüş olduğundan hükmün, tebliğnamedeki düşünceye uygun olarak BOZULMASINA, 20.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.