Buradasınız
Anasayfa > Yayınlar > Kasten adam Öldürme Suçu

Kasten adam Öldürme Suçu

Kasten öldürme suçu TCK m. 81 de düzenlenen bir suç tipidir. Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kısmında yer alan Kişilere Karşı Suçların Birinci Bölümünde Hayata Karşı Suçlar altında ele alınır. Bu maddeye göre;

İKİNCİ KISIM

Kişilere Karşı Suçlar

BİRİNCİ BÖLÜM

Hayata Karşı Suçlar

Kasten öldürme

Madde 81- (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.

Burada korunan; yaşam hakkıdır. Yaşam hakkı bir kimsenin hayatta tutunabilme, hayatta kalabilme, nefes alabilme hakkıdır. Yaşam hakkı bir başkasının keyfi veya haksız gerekçelerle varlığının sürdürülmesine engel olmama, yaşamda mevcut olan varlığını devam ettirebilme hakkıdır.

Kasten Öldürme suçunda suçun faili herhangi bir kimse olabilir. Burada herhangi bir kimseden kastedilen husus şudur: Kasten öldürme suçunu işleyebilmek için herhangi bir niteliğe sahip olmaya gerek yoktur. Kim tarafından kime karşı işlendiği sadece nitelikli hallerde, cezanın azaltılması veya arttırılması aşamasında nazara alınacak hususlardır.   

Bir insan hayatı yani herhangi bir insanın yaşam hakkı bir hayvan tarafından elinden alınırsa bu durumda sorumluluk nasıl belirlenecektir?

Bu soruya da şu şekilde cevap verebiliriz; Kasten öldürme suçunun faili hayvan olamaz. Ancak eğer hayvan; hayvan sahibi tarafından mağdura karşı eylemde bulunması maksadıyla yöneltilmişse veya hayvan sahibi olmasa da bir kişi bir hayvanı başka birine öldürtme kastıyla bu saldırıya yöneltilmişse bu durumda kasten öldürme suçundan sorumluluk hayvan sahibi veya saldırıyı yönelten kişidir.

Peki, başıboş hayvan tarafından bir öldürme eylemi meydana gelmişse bu durumda hukuki ve cezai sorumluluk nasıl belirlenecektir?    

Bu durumda idarenin başıboş hayvanları idare ve gözetim yükümlülüğü olduğundan, hukuki ve ceza sorumluluk idarenin omuzlarındadır.

Bir fiille birden fazla kişiye karşı işlenen kasten öldürme suçundan ölen kişi sayısınca cezaya hükmolunur. ( TCK m.43)

Bu suçlarda tutuklama yapılabilir. Zira katalog suçlardan sayılan kasten öldürme suçu için tutukluluk süresi en çok 2 yıldır. Bu süre ancak ve ancak zorunlu halde gerekçesi gösterilmek şartıyla 3 yıl daha uzatabilir. Burada toplam tutukluluk süresi toplamda 5 yıldır. ( CMK m.102/2-5320-12)

Kasten öldürme suçunda şüpheli eylemine başlamış ve ancak sonlandırmamışken yani kasten öldürme fiilinin faili kasten öldürme eylemine başlamış, mağdur yaralanmış haldeyken imkânı ve ortamı müsait olmasına rağmen eylemine devam etmeyip (kasten öldürme eylemi için mağduru bıçaklamaya başlamış mağdur da direnmediği halde ve dışarıdam eylemini sonlandıracak bir fiziki müdahale de olmamasına rağmen bıçaklamayı bırakması) mağdurun ölmemesi için hareketlerde bulunması durumunda( ambulans çağırması vb) burada kasten öldürme veya kasten öldürmeye teşebbüs suçu oluşmaz. Burada GÖNÜLLÜ VAZGEÇME söz konusudur.

Peki, fail kasten öldürme suçundan değilse hangi suçtan yargılanmalıdır?

Bu sorunun cevabı şu şekildedir: Fail bu durumda oluşan netice ( TCK m. 86 veya duruma göre TCK m. 87) sebebiyle sorumlu olur. Bahsettiğimiz hususa ilişkin  Kasten Öldürme suçuna ilişkin Güncel Yargıtay Kararı; 

T.C. YARGITAY

1.Ceza Dairesi

E: 2016/5023

K: 2018/1460

T: 29.03.2018

• KASTI AŞAN ÖLDÜRME SUÇU

• RUHSATSIZ SİLAH BULUNDURMA

• FAZLA CEZA TAYİNİ

ÖZET: Sanığın, tabanca ile maktulün öldürücü olmayan bacak bölgelerini hedef alarak 2 kez ateş etmesi neticesinde meydana gelen ölüm olayında, sanık hakkında TCK’nun 87/4. maddesi kapsamında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu yerine suç vasfında hataya düşülerek kasten öldürme suçundan hüküm kurulması,

[5237 s. Kanun m.  29 ,52 ,53 ,54 ,63 ,81]

DAVA: TCK’nun 81, 53. maddeleri uyarınca, müebbet hapis cezası,

6136 sayılı Kanunun 13/1, TCK’nun 52/2, 53, 54, 63. maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası ve 600,00 TL adli para cezası.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık …’in maktul …’ye yönelik eyleminin ve 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçunun sübutu kabul, sanık savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, duruşmalı olarak incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde düzeltme ve bozma nedenleri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin; takdiri indirim uygulanması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle;

A) Sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı ilamı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu madde ile yaptığı uygulama Yasaya aykırı ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden,

CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkralarında yer alan 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün “Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK’nun 53/1-2-3.maddelerinin tatbikine” şeklinde, değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA,

B) Sanık hakkında kasten öldürme suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Oluşa ve dosya kapsamına göre, maktul …’nin sanık …’e borçlu olduğu, sanığın vadesi gelmesine rağmen alamadığı parasını almak için maktulle görüştüğü, ancak maktulün beklediği bir miktar paranın kendisine gelmediği için ödeme yapamadığı, suç tarihinde de sanığın arkadaşı olan maktulün iş yerine giderek bu borç konusunu konuştuğu, maktulün de memleketlerinde arsa sattığını, amcasının parayı getirdiğini şu anda amcasının …’da olduğunu söylemesi üzerine sanık ile maktulün bu parayı gidip almak üzere anlaştıkları, sanığın bir akrabasına ait olan arabayı ödünç alarak maktulün yanına geldiği, fakat yola çıkmadan önce bir süre beraber oturdukları, bu esnada maktule ait iş yerinde çalışan …’ın hazırladığı yemeği hep beraber yedikleri, akabinde maktul ile sanığın asma kata çıktıkları, burada maktulün sanığa “aslında amcasından alacağı böyle bir para olmadığını, para almaya gidemeyeceklerini” söylemesi üzerine yaşanan tartışma ve maktulün sanığı iteklemesi neticesinde, sanığın kendisine ait ruhsatsız tabancası ile yakın ateş mesafesinden maktul …’nin öldürücü olmadığını düşündüğü bacak bölgelerine iki kez ateş ettiği ve olaydan hemen sonra hastaneye kaldırılan …’nin hayatını kaybettiği olayda;

1- Sanığın, tabanca ile maktulün öldürücü olmayan bacak bölgelerini hedef alarak 2 kez ateş etmesi neticesinde meydana gelen ölüm olayında, sanık hakkında TCK’nun 87/4. maddesi kapsamında kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçu yerine suç vasfında hataya düşülerek kasten öldürme suçundan hüküm kurulması,

2- Her ne kadar, maktulün çalışanı olan tanık … iş yerinin alt katında bulunduğu sırada sanık ile maktulün bulunduğu asma kattan tartışma seslerinin gelmediğini söylemiş ise de ateş etme anından hemen sonra duyduğu sesin de dışarıdan geldiğini zannetmesi de göz önüne alındığında üst katta yaşanan tartışmaları net olarak duyamayabileceği ve maktulün sanığı itmesine ilişkin de sanık savunmasını çürütecek bir delil bulunmaması karşısında, sanık hakkında hüküm kurulurken 1/4 ile 3/4 arasında indirim oranı öngören TCK’nun 29. maddesinin asgari oranda uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,

3- Yargılama giderlerinden olan zorunlu müdafii ücretinin sanığa yükletilemeyeceği hususunun gözetilmemesi,

4- 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı Kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin iptal edilen bölümlerinin nazara alınması zorunluluğu,

SONUÇ: Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 27/03/2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

27/03/2018 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet savcısı … huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Avukat …’in yokluğunda 29.03.2018 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.

Kasten öldürme suçunda cezada en çok indirim TCK M.29 da yer alan Haksız Tahrik müessesi ile mümkündür. Kasten öldürme suçları genel olarak geçmişe dayalı belli eylemlerin ve hususların birikmesi sonucu meydana gelen bir sonuçtur. Gaziantepin en iyi avukatı, İyi bir Ceza avukatının veya En iyi Ceza Avukatı kimdir sorularının vücut bulmuş hali işte bu noktadır. Yargıtay ın yerleşmiş içtihatlarından da anlaşılacağı üzere aksi ispat edilemeyen ve dosya kapsamında tanık veya benzeri ek delillerin de bulunmaması halinde sanığın beyanına itibar edilmelidir. Bu durumda TCK M.29 hükmü uyarınca ceza ¼ –  ¾ oranında indirilebilmektedir. Bu husus iyi bir avukatın üstünde durması gereken en önemli hususların başında gelmektedir.

Bu hususa ilişkin En son YARGITAY kararı ise şu şekildedir.

T.C. YARGITAY

1.Ceza Dairesi

E: 2016/5206

K: 2018/1469

T: 29.03.2018

• KASTEN ÖLDÜRME

• HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ

ÖZET: Maktulden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin nitelik ve derecesi ile devamlılığı karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 82/1-d ve haksız tahrik nedeniyle 18 yıl ile 24 yıl arasında hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nun 29/1. maddeleri uyarınca alt ve üst sınırlar arasında makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, cezanın üst sınırdan belirlenmesi ve uygulamanın devamının da buna göre yapılması suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesi

[5237 s. Kanun m.  29 ,81 ,82]

DAVA: Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık … ‘ın, maktul … ‘ı kasten öldürme suçunun sübutu kabul, takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre bozmaya uyularak verilen hükümde bozma nedeni dışında bir isabetsizlik görülmediğinden katılanların cezanın az olduğuna, sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede eylemin taksirle gerçekleştiğine, eksik incelemeye, sanığın öldürme kastıyla hareket etmediğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,

Ancak;

Sanığın eşi olan … ‘ın, çocukluğundan beri tanıdığı ve aynı köyde yaşayan … isimli şahısla duygusal yakınlığının bulunduğu, maktulün sanık … ile evlendikten sonra da zaman zaman bu şahısla görüşmeye devam ettiği, komşuluk ve sosyal çevre ilişkileri ile açıklanamayacak şekilde eşinin bilgi ve rızası dışında uygunsuz yer ve zamanlarda buluştukları, … ‘nın temin ettiği cep telefonu ile gizlice haberleştikleri ve … ‘nın beyanına göre cinsel ilişkiye girdikleri, sanığın bütün detaylarını bilmemekle beraber bu durumdan haberdar olduğu ve birçok kez eşini ikaz ederek aile birliğini sürdürmeye çalıştığı, maktul … ‘nın da bazen inkar etmek suretiyle kendini savunarak sanık kocasına bağlı kalacağına söz verdiği, buna rağmen ilişkisini sürdürdüğü … ile olay günü köy dışında buluşmak üzere mesajlaştıkları, sanığın da sonradan giderek eşini köyün dışında … mevkiinde bulduğu, karşılaştıklarında … ‘nın telaşlanarak elindeki cep telefonunu şalvarına saklamaya çalıştığı ancak sanığın telefonu bulduğu, maktulün mesajları kontrol ettirmek istememesi üzerine aralarında gelişen ve içeriği tam olarak bilinemeyen tartışma sonucu sanığın yanında getirdiği av tüfeği ile ateş ederek eşini öldürdüğü olayda;

Maktulden kaynaklanan ve haksız tahrik oluşturan eylemlerin nitelik ve derecesi ile devamlılığı karşısında, 5237 sayılı TCK’nun 82/1-d ve haksız tahrik nedeniyle 18 yıl ile 24 yıl arasında hapis cezası öngören 5237 sayılı TCK’nun 29/1. maddeleri uyarınca alt ve üst sınırlar arasında makul bir cezaya hükmedilmesi gerekirken, cezanın üst sınırdan belirlenmesi ve uygulamanın devamının da buna göre yapılması suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesi

Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafii ve katılanların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, re’sen de temyize tabi olan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükmolunan ceza miktarı ve temyiz incelemesi dışında tutuklulukta geçen süre göz önüne alınarak sanık müdafiinin tahliye talebinin reddine, 28.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

SONUÇ: 28/03/2018 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı … ‘in huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık … müdafii Avukat … ‘ın yokluğunda 29.03.2018 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.

Av. Barış ERDOĞAN
Avukatlık Büromuz Gaziantep ve çevre illerde faaliyet göstermekte olup ağırlıklı olarak Ağır Ceza Davaları, Uyuşturucu Madde Suçları, boşanma, tanıma, iş davaları, trafik kazalarından kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat, Tutukluluğa itiraz, Göç idaresi, Yabancı vatandaşların hukuki işlerinin takibini yapmaktadır.

Bir cevap yazın

Top
WhatsApp'dan Soru Sor